11 Kasım 2013 Pazartesi

Tarihte Dün -10 KASIM



RAHAT UYU BÜYÜK ADAM!

Dün yazı ekleyememiş olsak da, bu tarihi atlamak olmazdı. Baştan uyarayım bu ciddi bir yazıdır!

10 Kasım'ı kendi gözlerimden anlatmak istedim. 

Anne ve baba öğretmen olunca, okula başlamadan okullu oluyorsunuz. Evin her yerinde kitap, defter,kalem,bayrak ve tabii Atatürk köşesi için hazırlanmış onlarca döküman. Her milli bayramda ve 10 Kasım'da çocukluktan itibaren bir katılım yapmak durumunda kalıyorsunuz. Önceleri, Atatürk'ü tanımadan önce, çok şaşırtıcı gelmişti bana. İnsanlar 10 Kasım'da bir araya toplanıp şiirler okuyordu, üzgün yüzlerle saygı duruşunda bulunuyordu. Ama bu adamı görmüyorduk hiç. Nerelerdeydi? Bir gelseydi de görseydi keşke bizi. Ama gelmiyordu. Bence bu yaptığı hiç hoş değildi. Sonra O'nun yıllar evvel öldüğünü öğrendim. Babam bile yokmuş o öldüğünde. Üzüldüm. Bu kadar saygı duyulan bir insanı göremeyecektim. 

Okudukça, araştırdıkça, yaşadıkça bu büyük adamın yaptıklarını ve diğerlerinin yapmaya bile cesaret edemediklerini gördükçe daha da saygı duymaya başladım Atam'a... Sonraları bir kitap getirmişti babam. Atatürk'ün kendi el yazısıyla aldığı notları. Küçücük bir kitaptı. Bir tarafı yırtık. Yazdıklarını okuyunca içinizden, e bu adam bugünü yaşıyor yazdıklarında, diye düşünüyordunuz. Sonra bir kitap daha. Bu sefer yabancı bir işgal devleti gazetecisinin kaleme aldığı. Yerden yere vuruyordu Atatürk'ü. Belgeler de veriyordu tabi. Günümüzde böyle bir kitap yazılsa herhangi bir lider hakkında herhalde en basitinden bir diplomatik krize yol açardı. Kitabı okuduktan sonra araştırdım peki Atam bu kitaba ne tepki vermişti? Kendisinin haberi olmadan yasaklatılan bu kitabın yasağını kaldırıp bunun da okunmasını istemiş, kitaptaki bazı iftiralara ve karanlık noktalara açıklık getirmek için bir cevap kitabı yazmıştı. Hepsi bu. Cevabındaki üslup o kadar derindi ki, kitabın yazarı sanırım daha bir saygı duymuştur Atam'a... Çünkü söz konusu kitapta bile, o kadar yazdıklarından sonra;" memleketin herhangi bir felâketi veyahut memleketini ve milletini alâkadar edecek herhangi mühim bir hadise zuhur etti mi, onun içkisini de, eğlencesini de bir tarafa bırakıp pençesini hadiselerin üzerine atarak arslan gibi kükrediğini" yazmıştı.

Dün 10 Kasım'dı.... Çağdaşı, düşmanı, O'nu hiç sevmeyen dünya liderlerinin tümünün saygı duyduğu ve hala dünya liderlerinin çalışmalarını örnek aldığı, sadece liderlerin değil, şu anki yabancı ünlülerin bile sevdiği (bkz. Katy Perry: Keşke ATATÜRK İngiliz olsaydı. İngiltere daha adil bir ülke olabilirdi.), bizimse fikrimce daha tam anlayamadığımız, anlıyorsak da sahip çıkamadığımız o büyük insanın bizi bırakıp gidişinden bu yana yetmiş beş sene geçmiş. Üzüntüm O'nu göremeyecek olmam değil artık. Üzüntüm O'nu anlayamayan bir neslin yetişmesi, hatırlamayan insanların olması, sevmese de saygı duyması gerektiği bilinci olmayan insanların olması.

"Nasıl bu hale geldiniz? Nasıl uyuyacağım ben Ferhat?" diye sorarsan Atam, sen gönlünü yine de ferah tut. Bir kişi de kalsak, seni hatırlamaya hep devam edeceğiz. Rahat uyu büyük adam!

Saygılarımla

Ferhat Ç. - 10 Kasım 2013



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder