30 Temmuz 2015 Perşembe

Eski Yunan'da Düğün, Nişan, Söz ve Birtakım Olaylar Silsilesi - 1

OLYMPOS BELEDİYESİNİN BANA VERDİĞİ YETKİ

Günlerin kına çerezleri gibi küçük poşetcikler misali geçip gittiği bu yaz günlerinde düğünler, bayramlar, temaşa ve nümayiş sayısında büyük artış gören biz Feripedia Historical Company and Stuff ekibi dedik ki kendi kendimize; "Bu ay SSK'lar ödenmiş mi?" Sorunun yanıtını alamayınca Eski Yunan coğrafyasında bir kır düğününe gidelim ve kurtlarımızı bir güzel dökelim istedik. Anlatmaya başlamadan önce lütfen mitolojik hayvanlarımızı pistten alalım yalnız. Evet.

Eski Yunan'da Düğün ve Damadın İçince Sapıtan Eniştesi

Eski Yunan, aaah ahh dostlarım. Ne güzel yıllardı o yıllar. Henüz milattan önceydi her şey. Tüfek icat olmamış, mertlik bozulmamıştı. Tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana dönüşmekte ve bu ormanların içindeki köylerde, şehirlerde nice düğün dernek kurulmakta, insanlar mutlu mesut yaşamakta, herkesin giydiğine kimse karışmamaktaydı.

Eski Yunan'da bir erkek kişisi - normal, düz erkek, tanrı, yarı-tanrı falan değil - evlenmek istediğinde önce eli ekmek tutuyor mu ona bakılırdı. İki somun Trabzon ekmeğini tek elinde tutabilen erkekler, evlenmeye hak kazanırlar, tutamayanlar tuttuklarıyla yetinirlerdi. Eski Yunan'da evlilik, kâdim Atina devletine erkek nüfus sağlamak, asker yetiştirmek, tapınak yapımında çalışacak amele açığını kapatmak ve ailelerin mallarına vâris bulunması amacıyla - bkz. kutsal amaçlar - yapılırdı. Önceden Atina erkekleri, Trablusgarp'tan Çorum'a, Sibirya'dan Çorum'a kadar herhangi bir memleketten kız alabiliyorken, dönemin Atina Cumhurbaşkanı "Arkadaş, ne biçim ırk olduk ya! Zenciye soruyorum 'Abi vallahi Atinalıyım' diyor, maviş gözlü sarışına soruyorum 'Da, da Atinalıyım ben' diyor. Zaten kriz kapıda, dur bir yasa çıkartayım da bu evlilik olayına bir kota koymuş olayım, kotayı aşanlara da megabayt başına vergi alayım" diyerekten, M.Ö. 451 yılında Epigami Yasası'nı yürürlüğe soktu. Bu yasaya göre Atinalı erkekler sadece Atinalı ve Çorumlu kadınlarla evlenebilecekti.

Eski Yunan'da erkeğin evlilik yaşı 30 civarıyken, Atinalı erkeklerin çok önem verdiği bekâret olayından dolayı kadınların evlilik yaşı 16/18 civarındaydı. "Henüz girmiş 13-14 yaşına, edalı işveli köylü güzeli" gibi masumane (!) türkülerin yakılmasına müsaade etmeyen Atina hükümeti, soylu kadınlar haricindeki kadınların evlilikleri hakkında söz söylemesine de müsaade etmiyor, ve ne gariptir ki Atinalılar "mal bölünmesin" diyerek akraba evliliklerini tercih ediyor, bu evliliklerden yarı at yarı insan, yarı keçi yarı Erman Toroğlu çocuklar doğuyor, gülünüyor eğleniliyordu.

O dönemlerden kalma bir hiyeroglif (yersen)
Eski Yunan'da evlenecek olan gençler arasında Engyesis adlı bir anlaşma yapılırdı. Bu anlaşma uyarınca Atina Belediye Başkanı nikahı şahitler önünde kıyar; hastalıkta, sağlıkta, zenginlikte, yoksullukta, Olympos'ta, Hades'te, kıskanç tanrıça Hera ayırana kadar birlikte olup olmayacakları sorulurdu. Nikahta bir yanda damat, bir yanda da gelinin vasisi yani kyrios bulunur ve "damat beye verilecek" para hesaplanırdı. Evet dostlarım yanlış okumadınız, Eski Yunan'ın güzelliklerinde biri de damat tarafına başlık ödenmesiydi. Ve bu anlaşmadan sonra gelinin tüm hakları damat beye devredilmiş olur ancak içip içip eve gelince karısını dövmemesi konusunda anlaşılmış olunurdu.

Eski Yunan'da bir Engyesis anlaşması (bakınız ne kadar da eski yunan)


Bu hayatta herşey to be continued...