21 Eylül 2016 Çarşamba

Hiç Olmadığı Kadar Yeni Köşe - Her Şeyin Tarihçesi - Volume 7

BELKİ DE SIRRI MEYBİLİYN

Eylül ayının bu ıslak ve hüzünbaz günlerinde "İnsanın başına ne gelirse ya meraktan, ya bumerangtan" düsturunu benimsemiş olan Feripedia Historical Sciences and Co. ekibinin dişi üyeleri ofiste oje sürerken birden aklımıza bu oje denen güzellik malzemesinin tarihçesini araştırmak geldi. Zaman makinemize atlayıp ojenin icadına doğru yol aldık ve vardığımız yerde gördüğümüz şey çok çarpıcıydı.

Çok Çarpıcı Şey (temsili)

İsim: Oje

Künye: Zaman makinamızdan indiğimizde, tarih gösteren Kasyo saatlerimizin M.ö. 3000'leri gösterdiğini fark ettik. 3000'ler bambaşkaydı zaten. En sevdiğim binler, üçbinlerdi. Evet.Neyse.

Mekan eski çin imparatorluğuydu ve yukarıdaki fotoğraftaki arkadaşlar tam da bu şekilde bize bakmaktaydı. "Selamün aleyküm" şeklindeki selamlarımıza hızlı hızlı bi' şeyler söyleyerek cevap veren arkadaşlara Feripedia Historical Sciences and Co. ekibinin çinli üyesi Ding-il Yao da hızlı hızlı bi' şeyler söyleyerek cevap verdi. Sonra onlar da hızlı hızlı bi' şeyler söyledi. Bi' ara o kadar hızlı hızlı bi' şeyler söylendi ki konuşmalar karıştı. Neyse ki Ding-il Yao derdimizi anlattı da bizi eski bir mağaraya götürdüler. Mağaraya girdiğimizde duvarlarında enteresan otlar, normal otlar, şişecikler, ayşecikler, ömercikler, şaka malzemeleri, 99luk tespihler ve Yurtseven Kardeşler posteri dikkatimizi çeken şeyler oldu.

Eski Mağara Duvarı'ndan Bir Görüntü

Mağarada ikamet etmekte olan büyücü kadının yamacına oturduk ve bir şeyleri karıştırdığını gördük. Belli ki büyülü bir iksir hazırlıyordu. Belki de ölümsüzlüğün formülünü bulacaktı. Ya da kim bilir belki de Arka Sokaklar'ın ne zaman final yapacağını söyleyecekti. Merak içerisinde beklerken Feripedia ekibinin yeminli büyücüsü Medyum Johnson's Babyoil karışımdaki malzemeleri saymaya başladı; arap zamkı (arap mı?), yumurtanın beyazı (zira sarısını menemen yapmıştı), jelatin (ayfon 7) ve balmumu. Bu malzemeleri ne içün karıştırdığını sorduğumuzda ise enteresan bir cevap aldık: sandalyesini vernikleyecekmiş. Verniği icad ediyormuş. Ne de olsa milattan önce. Ne yapsan yeni icad olu oluveriyor. Sonra bir de baktı ki karışımdan çıkan sonuç çok güzel böyle. Dedi ben bunu diri ficudumun bi' yerlerine süreyim. Önce totosuna sürmek istediyse de el tırnaklarına sürmesi konusunda kendisini ikna ettik. Ve böylelikle oje icad edilmiş, mertlik bozulmuş oluyordu. Daha sonrasındaki el yazmaları ve takvim arkası yazılarından öğrendiğimize göre oje hanedan üyelerini ayırt eden renklerde yapılmaya başlanmış. Almış yürümüş yani anlayacağın.

HŞT'de Gelecek Bölümlerde: Hazır güzellik ürünlerine girmişken yüz kremi de ne ola ki? Neden olmuş? Kim yapmış? Nasıl olabilir? Hepsi pek yakında. Ya da değil. Bilmiyorum.




19 Eylül 2016 Pazartesi

Hiç Olmadığı Kadar Yeni Köşe - Her Şeyin Tarihçesi - Volume 6


EMLAKÇIYI ARADAN ÇIKARMAK...

...kadar güzel bir hisle başladığımız bu güzide haftanın daha da güzelleşmesi için biz Feripedia Historical Sciences and Co. çalışanları olarak hepinizin gıdılarınızı okşar, ayak bileklerinizden mıncırırız. Evet yaparız bunu. Neden dersen ben de bilmiyorum. O halde les go.

Bir Feripedia yetkilisi (gıdı okşama antrenmanı yaparken)

İsim: Düğün Pastası

Künye: M.Ö. 100 (net tarihlerin hastasıyım) dolaylarında Antik Roma'da bir düğüne davet edildiğimizde önce bir telaşlandık tabi. Zira düğün, dönemin Roma belediye başkanı II. Sendenkorkulus'un kızının düğünüydü. Takım elbiselerimizin üzerine togalarımızı giyip düğüne katıldığımızda ceplerimizde, adet olduğu üzere gelinin kafasından aşağıya atmak için, gerçek buğday taneleri vardı. Düğünden önce, askerlik arkadaşım olan fırıncı Kazımus Ta ile hasbihal ederken öğrendim ki artık düğünlerde buğday taneleri atmak günah sayılmaktaydı. "Nimetle şaka olmaz" düsturunu geçen hafta benimsemiş olan Romalıların düğünde geline ne atacağı ise merak konusuydu. Bu arada düğün için adına pasta dedikleri çeşitli hamur işleri hazırladığını söyleyen Kazımus Ta, "hadi ben cumaya geç kaldım" diyerek yanımızdan ayrıldı. Biz de düğüne katıldık. Çocukların ve yarı tanrıların pistten alınmalarıyla takı töreni başlayacaktı. Gelinle damat salona girerken birden davetliler, Kazımus Ta'nın yaptığı pastaları geline pöçenk pöçenk diye fırlatmaya başladılar. Böylelikle düğün pastasının ve yemek savaşının icadı aynı zamana denk gelmiş oluyordu. Neye uğradığını şaşıran gelin hanım daha sonra Sicilya'nın Bağları türküsüyle yatıştırıldı. Biz de limonatamızı içip Gladyatör dövüşlerine doğru seyirttik. Evet durum buydu ve buna yalnız güneş şahitti. 

HŞT'de Gelecek Bölümlerde: İlk oje nasıl ortaya çıktı? Ve neden? Ve niçün? Ve how are you? Ve fayn tenks...